Kimler toplumda büyük değişimler gerçekleştirebilir? Kimler toplumları değiştirip, dönüştürebilir? İlk akla gelen, elinde kuvvet bulunduran herkesin toplumda değişim yapabileceğidir ama gerçek hiç de öyle değildir.
Değişim iyilik içindir ve iyilikle olur
Kuvvet kullanarak toplumu değiştirmek isteyenler, hiçbir zaman istedikleri değişimi yapamayacakları gibi, yapacakları değişim toplumda fitne ve fesada hatta zulme yol açabilir. Dahası onlar değişimle bir şeyi amaç edinirlerken toplum başka bir yöne evrilebilir. Onun için zora, kuvvete ve hileye dayalı bir değişim arzulamak doğru değildir.
İnsanlar için ancak iyilik üzere ve hayırlı sonuçlara yol açacak bir değişim arzu edilebilir. İyilik değerlerinden kaynaklanan, yolu ve yöntemi de iyilik olan bir değişim.
Toplumlar tesadüflerle değil yasalarla vardır
Ancak toplumsal yasaları anlayabilenler toplumu değiştirebilirler. Çünkü her toplum, insanların yaptıkları yasalardan başka ve onlardan çok önce yaratılıştan gelen (fıtri) yasalara tabidir. Öyle ki insanların yasaları değişebilir ama fıtri olan değişmez. Top
luma hâkim olan bu yasaları bilenler toplum tarafından genel kabul görür, bilmeyenler de reddedilirler. C. Said şöyle der:
“Maddi âlemde Allah’ın yarattığı özellikleri bilebilen kimse, onlara egemen de olur. Aynı şekilde, Allah’ın nefslerde yerleşen (düşüncelerden) yarattığı eylemleri bilen kimse de topluma egemen olur.”([i])
Bu yüzden değişim isteyen başarılı olmak için korku, hile, terör ve kamu gücünü kullanarak insanları değiştirmek gibi meşru olmayan yollara başvurmak yerine toplumun tabi olduğu yasaları öğrenmeye bakmalı ve o yasaların gerektirdiği şekilde hareket etmelidir.
Mesela; Batının Doğuya üstün gelmesi sadece ellerinde askeri güç olduğu için değildir. Batı, özellikle psikoloji, sosyoloji, siyaset ve tarih gibi bilimlerle insanın fıtratını daha iyi bildiği, bizden daha iyi gözlem yapabildiği ve fıtri kanunlardan yararlanarak hareket ettiği için üstünlüğünü devam ettirebilmektedir.
Değişim isteyen önce kendisi değişmelidir
Bu bakımdan değişim isteyen zor, hile ve meşru olmayan diğer yollara başvurmak yerine insanı tabiatıyla tanımayı ve ona göre davranmasını öğrenmelidir. Değişim isteyen insanları aldatarak veya cezalandırarak değil, onların nefsinde olanları değiştirmesiyle ancak başarılı olabilir. Bunun ilk adımı da toplumu değiştirmek istediği istikamette önce kendisinin değişmeye başlamasıdır.
[i] Cevdet Said; Bireysel ve Toplumsal Değişimin Yasaları, S. 59. Çeviren: İlhan KUTLUER. İnsan Yayınları. İstanbul, 2013.
(*) Yazının başındaki resim: http://aprilkirkwood.com/
Leave a Reply
Your email address will not be published. Required fields are marked (required)